Mahmud Efendi Hazretleri insanları sadece sözüyle değil hâliyle de ilme ve ibadete teşvik etmiş başladığı hiçbir ibadeti bırakmamış ve istikametiyle görenleri gayrete getirmiştir.
Farz namazlarının evvel ve âhirindeki sünnet namazlardan hâriç teheccüd, işrak, kuşluk, evvâbîn, tahiyyetü’l-mescid ve abdest şükür namazı gibi nevâfili hiç terk etmemiş hatta bir defasında “Kuşluk namazını terk edeceğine Mahmud ölsün daha iyi” buyurmuştur.
Pazartesi-perşembe orucunu, ramazanın son on günü îtikâfı terk ettiği görülmemiştir. Hadîs-i şeriflerde zikrolunan nâfile namaz, oruç ve zikir gibi ibadetlere devam etmiş, Müslümanları da teşvik etmiştir.
Üstad Hazretleri’nin unutulmuş sünnetleri diriltmesi, sünnetlerden mâadâ edeplere bile farz gibi riayet etmesi Müslümanlar tarafından sevilip takdir edilmesine vesile olmuştur. Türkiye’de “Takva” denilince, “Sünnet-i seniyyeye ittibâ” denilince akla gelen ilk isim olması bu dikkatinin netîcesidir.
Bir ara cemaatinin “Mahmudçular” ismiyle zikredildiğini duyduğunda çok üzülmüş ve cuma hutbesinde şunları söylemiştir: “Mahmudçular diyorlar. Allâh aşkına! Ben yeni bir din mi îcad ettim?! Rasûlüllâh’ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) günlük hayatta tatbik edilen dört bin küsur sünneti vardır. Dördünü terk ettiğimi gören arkamda namaz kılmasın.”
Hayatından Dipnotlar:
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin İlme Başlaması ve Hocalarının İcazeti
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin Şeyhi Ali Haydar Efendi İle Tanışması
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin İlme Verdiği Önem ve Diğer Dini İlimlere Neşri
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin Ulemâya Hürmet ve Nusreti
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin İlim ve Tarikatı Birleştirmesi
Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin Zikir ve Tebliğe Verdiği Önem